Bir kadının hayatının en önemli dönemidir gebelik. Kadınlar doğası gereği hem psikolojik hem de fizyolojik olarak en mükemmel haliyle yaşamak isterler gebelik sürecini, fakat bazı gebelikler mutlu haber getirmeyebilir. Gebe kalmak istediğinde doktora giderler, vitamin kullanmaya başlarlar, kendine ve muhtemel sağlıklı doğacak bebeğine zararlı olabilecek her şeyden uzak durmak isterler. Peki, bu kadar dikkat sonrasında gebelik sürecinin problemsiz geçeceği garantisi var mıdır? Maalesef yok…

Bazı gebelikler mutlu haber getirmeyebilir:
Bebek sağlığını etkileyen o kadar çok etken var ki, bazen gebelik süreci kontrolümüz dışında olumsuz sonuçlanabiliyor. Bu durum henüz yumurta ile spermin birleştiği andan itibaren ya da ilerleyen haftalarda da başlayabilir. Bazen mutluluğun ilk habercisi olan evde yapılan testlerde gördüğümüz iki çizgi, istemeden de olsa olumsuz bir şekilde yok olabilir. İşte gebeliğin bilinmeyen yüzü;
- Biyokimyasal gebelik: Sessiz düşük olarak da adlandırılan bu durum, kanda Bhcg hormonunun (gebelik hormonu) yükselmesi anlamına gelir. Döllenmiş yumurtanın rahim içi tabakasına tutunması sonrasında, bir şekilde tutunmanın devam etmemesi ve düşük olmasıdır. Böylece henüz ultrason ile görülmesi de mümkün olmamaktadır. Bu durumun nedenini ve sıklığını tam olarak bilmiyoruz. Çünkü birçok kadın biyokimyasal gebeliğin farkına varamamaktadır. Tekrarlayan biyokimyasal gebelikler, gebe kalabilmekle ilgili ciddi problemlerin habercisi olabilir. Ardışık 3 veya daha çok kez biyokimyasal gebelik yaşayan çiftler mutlaka doktorları ile bilgi alışverişinde bulunmalıdırlar. Biyokimyasal gebelik genellikle kendiliğinden sonlanır ve kürtaj ile sonlandırılmasına gerek kalmaz.

- Düşük: Özellikle ilk gebeliklerde her 5 kadından bir tanesi (%20) gebelik döneminde düşük yapar. Bu düşüklerin çok büyük kısmı ise ilk 3 ayda meydana gelir. En sık nedenlerinin başında fetüsle (bebek) ilgili genetik problemler yer alır. Bunun yanı sıra pıhtılaşma bozuklukları, rahim şekil bozuklukları, rahim içi kitleler, ilaç kullanımları, kronik hastalıklar, çevresel maruziyetler gibi nedenler az da olsa karşımıza çıkabilir. Kanama ve kasık ağrıları ile belirti verir. Düşüğün tipine göre gebeliğin kendisi sonlanır veya doktorunuz tarafından sonlandırılır. Eğer üst üste 2 veya daha fazla düşük var ise sebebin araştırılması gerekmektedir.
- Dış gebelik: Her 100 gebelikten ortalama 1-2 kişide görülen bu durum, gebelik ürününün (embriyo) normalde yerleşmesi gereken rahim içi tabakası yerine başka yere yerleşmesidir. En sık tüplere yerleşir. Yumurtalık üzerine, rahim ağzına, sezaryen dikiş yerine, bağırsaklara, karın içerisindeki herhangi bir yere yerleşebilmektedir. Sebebi, daha öncesinde tüplerin, dış gebelik, ameliyat ya da enfeksiyon gibi nedenlerden dolayı hasarlanmasıdır. Tanı her zaman ultrason ile konulamayabilir. Böyle durumlarda dış gebelik tanısı, gebelik testinin sürekli takip edilmesi ile konulabilir. Patlayıp ani başlayan ve hayatı tehdit eden, iç kanamalara veya rahimden gelen fazla kanamalara sebep olabileceğinden mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavisi yerleşim yerine ve aciliyetine göre ilaç veya ameliyat ile mümkündür. Ameliyat genellikle laparoskopik (kapalı ameliyat) yöntemle yapılır. Ancak sonraki gebeliklerde dış gebelik ihtimali fazla olacağından, anne adayı gebeliğin en başından itibaren çok dikkatli takip edilmelidir.

- Mol (üzüm) Gebeliği: Gebeliğin erken dönemlerinde henüz nedenini bilemediğimiz şekilde bebeğin eşini oluşturacak olan hücrelerin kontrol dışı aşırı çoğalmasıdır. Bebek normal veya anormal bir gelişim gösterebilir. Görülme oranı yaklaşık 1000 gebelikte 1’dir. Bir kez görüldüğünde sonraki gebelikte görülme riski 10 kat artar. Çevresel faktörlerden düşük sosyoekonomik düzey ve iyi beslenememe muhtemel nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca 17 yaşından küçük veya 35 yaşından büyük kadınlarda bir miktar daha sık görülebilir. Kanser türü bir durumdur. Kanser yapabilir ancak tedaviye çok iyi yanıt verirler. Mol gebelikte tedavi, rahimin boşaltılması işlemidir ve kürtaj yöntemiyle yapılır. Patoloji sonucuna göre kanser hücrelerinin varlığı tespit edilirse kemoterapi ile tedaviye devam edilir. Patoloji sonucu iyi huylu gelir ise mutlaka gebelik hormonu seviyesi ile takip edilir. Tekrarlama ihtimali olduğundan ve takiplerde kafa karışıklığı yaratmaması için 6-12 ay boyunca gebelikten korunulur.
Sonuç olarak; her gebelik testinin pozitif olması o gebeliğin normal devam edeceği anlamına gelmez. Bazen gebeliğin en başında olumsuz sonuçlar alınabilir. Bu nedenle anne adayı gebeliğin en başından itibaren düzenli takip altında olmalıdır.
Sağlıklı günler dileriz 😊