Omurga hastalıkları, özellikle skolyoz, kifoz gibi deformiteler, bel/ boyun fıtıkları ülkemizde oldukça yaygın görülen sağlık sorunları arasında yer alır. Doğuştan ya da sonrada gelişebilen bu hastalıklar, yaşam kalitesini önemli oranda etkilerken, yaşam süresi üzerinde dahi negatif etki oluşturabilir.

Günde ortalama 16 saat boyunca omurgamızı canlı, hareketli tutacak aktivitelerde bulunuruz. Ayakta durma, yürüme, oturma, hareket etme gibi en temel standartlarımızı omurgamızın desteği sayesinde yaparız. Dolayısıyla omurga ile ilgili yaşanan tüm sorunlar günlük yaşamımız üzerinde olumsuz etkiler oluşturur. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı uzmanları, ülkemizde omurga hastalıklarının oldukça sık görüldüğünü belirtirken en yaygın görülen rahatsızlıkları ise şu şekilde açıkladılar:
Her yaşta ortaya çıkabilen omurga rahatsızlıklarının çocuklardaki en tipik örnekleri genellikle ve kifoz olmaktadır. İlerleyen yaş ile birlikte çevremizden de çok sık duymaya alıştığımız fıtıklar, tanımlanamayan bel ağrıları, kemik erimesine bağlı rahatsızlıklar kendini göstermeye başlayabilir. Omurga ve omurilik tümörleri de yine omurga hastalıkları arasına giren hayati bir sağlık problemidir.
Omurga cerrahisine ihtiyacınız olduğunu nasıl anlarsınız?
olan birçok hasta ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir. Ameliyat sürecine geçmeden önce uygun olan hastalara fizik tedavi, ev egzersizleri, ilaçlar, spinal enjeksiyonlar gibi tedavi yöntemleri uygulanır. Kişinin şikayetlerinin devam etmesi durumunda ise cerrahi yöntemler iyi bir seçenek haline gelir.
Omurga cerrahisine hangi hastalıkların tedavisinde başvurulur?
– Doğuştan olan omurga hastalıkları
– Fıtık, dar kanal, skolyoz, omurga kayması gibi dejeneratif hastalıklar
– Kırık, omurilik yaralanmaları gibi travmaya bağlı oluşan hastalıklar
– Omurga ve omurilik tümörleri
Toplumumuzda skolyoz ve kamburluk hastalıkları konusunda farkındalık oluşturmak adına önemli çalışmalar yapılsa da bu tür eğriliklerin tedavisi olmadığına veya müdahale edilirse mutlaka felç gelişeceğine dair yaygın bir kanı toplumda hüküm sürmektedir. Önceki yıllarda yüksek komplikasyon oranları, omurga cerrahlarının bu tür cerrahilerden uzak durma eğilimlerine yol açmaktaydı. Son 10 -15 yıldır ise bu konuda büyük gelişmeler sağlandı.

Özellikle ameliyathanede kanama kontrolünün sağlanması, ameliyat sonrası yoğun bakım olanaklarının artması, ameliyat sırasında omuriliği ve sinirleri takip edebilen işleminin kullanıma girmesi bu ciddi hastalıkların tedavisinde önemli aşamalar kaydedilmesini sağlamıştır. Skolyoz ameliyatlarında da “Nöromonitörizasyon Yöntemi” başarıyla uygulanmaktadır.
Bebeklerden yetişkinlere kadar her yaştan insanı etkileyebilen ve birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen skolyoz, genellikle ilerleyici bir tutum sergiler. Bu sebeple hastalığında erken teşhisin çok önemli olduğunu belirten uzmanlar, tedaviye ne kadar hızlı başlanırsa omurgadaki eğriliğin derecesi artmadan kontrol altına alınabileceğinin altını çizmektedir. Skolyoz hastalığında klinik gözlem ve düzenli doktor muayeneleri eğriliğin ilerlememesi açısından çok önemlidir.
Fakat her vakanın tedavisi cerrahi dışı yöntemlerle gerçekleşmeyebilir. Skolyozu olan hasta büyüme yaşını tamamlamak üzere olabilir ya da eğrilik 40 derecenin üzerinde seyredebilir, cerrahi dışı tedavi yöntemlerinin etkili olmadığı durumlarda ameliyat, etkili bir tedavi seçeneğidir. Cerrahi müdahalenin nöromonitörizasyon eşliğinde yapılması sinir hasar riskini minimuma indirmektedir. Yapılan ameliyatlarda, omurganın eğrilik olan kısmı vidalar ve plaklar ile omurganın orta hattına alınıp sabitlenmektedir.

Sırt ağrısını iyileştirmenin yolları
Sırt ağrısı günlük hayatınızı sekteye uğratabilir veya planlarınıza neden olabilir. Aslında, yaşamınız boyunca bel, sırt ağrısına yakalanma olasılığınız yüzde 84’tür. Ancak sırt ağrısı, her zaman göz ardı edebileceğiniz veya kendi kendine çözülmesini bekleyebileceğiniz bir şey değildir. Neyse ki, evde sırt ağrısını tedavi etmenin birkaç yolu var. Bu çareler bitkilerden masajlara kadar her şeyi içerir.
Yatak istirahatini sınırlayın
Araştırmalar, kısa süreli bel ağrısı olan ve dinlenen kişilerin, aktif kalanlara göre daha fazla ağrı hissettiğini ve günlük işlerinde daha zorlandıklarını göstermektedir. San Diego Tıp Merkezi’nde sırt ve omurga bakımı konusunda uzmanlaşmış bir ortopedi cerrahı olan Mike Flippin, hastaların üç günden fazla yatak istirahatinden kaçınmaları gerektiğini söylüyor.
Egzersiz yapmaya devam edin
Aktivite genellikle sırt ağrısı için en iyi ilaçtır. Wilmarth, “Yürümek gibi basit egzersizler çok yardımcı olabilir” der. İnsanları oturma pozisyonundan çıkarıyor ve vücudu nötr, dik bir pozisyona gelmesini sağlıyor. Bahçe işleri gibi yorucu faaliyetleri belirli ölçülerde yapın ve ilk etapta ağrıya neden olan hareketlerden kaçının. sırt ağrılarınız için görseldeki egzersizleri beli periyotlarla uygulayabilirsiniz.
Sağlıklı günler dileriz 😊