Spora katılım, genellikle genç ve zinde olmanın yolu olarak görülür. Ancak adet döngüsü söz konusu olduğunda bu durum kadınlar için biraz daha farklıdır. Ergenlikten genç erişkinliğe kadar yıllar bedenlerin fiziksel uygunluğun zirvesinde olduğu yıllar olabilirken, kadınlar için bu zaman adet döngüsünün gerçekleştiği yıllara denk geliyor. Bu konuda profesyonel sporcuların da çeşitli açıklamaları duruma yön vermiş ve anlaşılmasını kolaylaştırmıştır.

Adet Döngüsü Hakkında Profesyonel Sporculardan Açıklamalar:
- İngiliz tenisçi Heather Watson, Avustralya Açık’ın ilk turunda mağlup edildiğinde, performansını “kadınlık durumlarına” bağlayarak, oynamaya çalışırken baş dönmesi, mide bulantısı ve yorgunluk yaşadığını belirtti.
- Eski bir tenis oyuncusu olan Annabel Croft, BBC’ye Watson’ın açıklığının “cesur” olduğunu ve “kadınların bu konuda sessizce acı çektiğini” söyledi. Bu durumun her zaman bir tabu konusu olduğunu ayrıca belirtti.
- İngiliz koşucu Paula Radcliffe şu anda kadın maratonu için dünya rekorunu elinde tutuyor ve 2015 döneminin başında da mevcut rekoru kırdı. BBC’ye “Dünya rekorunu kırdım, bu yüzden bu kadar engel olamaz” dedi, “ama şüphesiz bu yüzden yarışın son üçte birinde mide krampım vardı ve kendimi rahat hissedemedim.” Dedi.

Menstrüasyonun Neden Olduğu Belirtiler Nelerdir?
Adet döngüsü, bir kadının vücudunun her ay geçirdiği ve onu hamilelik olasılığına hazırlayan bir dizi değişikliktir. Yumurtalıktan bir yumurta salınır ve uterusun astarı kalınlaşır (luteal faz). Döngünün bitiminden önce yumurta döllenmemişse, rahmin iç kısmı vajina yoluyla dökülür.
Bu değişikliklerin yanı sıra, kadınlar duygusal, davranışsal ve fiziksel semptomlarda ortaya çıkan premenstrüel sendromdan (PMS) da etkilenebilir. Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Koleji, adet gören kadınların yaklaşık %85’inin, aylık döngülerinin bir parçası olarak en az bir PMS semptomu yaşadığına inanıyor.
Bu belirtiler, bir sporcunun performansını bozma potansiyeline sahiptir. Radcliffe’in bahsettiği kramplara ek olarak, kadınlar eklem ve kas ağrısı, baş ağrısı, kilo alma ve düşük enerji seviyeleri gibi fiziksel semptomlar yaşayabilir.
PMS’nin neden olduğu duygusal ve davranışsal semptomlar, özellikle en küçük sınırların bile belirleyici olabildiği seçkin rekabet düzeylerinde fiziksel aktiviteyi bozduğu görülmektedir. Bunlar uykusuzluk, zayıf konsantrasyon, sinirlilik ve iştah değişikliklerini içerir.
Şu anda uzmanlar PMS’ye neyin neden olduğundan emin değiller, ancak hormon seviyelerindeki ve nörotransmiter serotoninin değişikliklerin semptomların gelişiminde rol oynayabileceğine inanılıyor.
PMS’nin fiziksel semptomlarının yanı sıra panik ataklar, çaresizlik duyguları, aşırı yeme ve günlük aktivitelere ilgi eksikliği gibi birçok sakat bırakan semptomu olan premenstrüel disforik bozukluk (PMDD) olarak bilinen ciddi bir PMS formu da vardır.

Peki menstrüasyon ve bununla ilişkili semptomların kadınların spor faaliyetlerine katılma yeteneği üzerinde ne kadar etkisi vardır? Bazı kadınlar için PMS semptomlarının, onları iş günlerini kaçırmaya zorlayacak kadar şiddetli olabileceği iyi bir şekilde belgelenmiştir ve bu nedenle kadınların egzersiz kapasitesini de bozabilecekleri mantıklıdır.
Bununla birlikte, kadınların PMS semptomlarını hafifletmek için atabilecekleri bir adım olarak genellikle düzenli egzersiz yapmak önerilir.
Performansı Etkileyen Âdet Kanaması
Fizyoloji uzmanları, progesteron ve östrojen hormonlarının dalgalı seviyelerinin menstrüasyon sırasında vücutta fizyolojik değişikliklere yol açtığına ve bu değişikliklerin egzersizle, özellikle de yoğunsa, şiddetlendiğine inanıyor.
Adet döngüsünün luteal evresi sırasında vücutta meydana gelen değişiklikler, nefes alma ve vücut ısısındaki artışları da içerir. Luteal faz sırasında daha yüksek vücut ısısı, sıcakta koşmayı zorlaştırır, çünkü daha yüksek bir vücut sıcaklığına ulaşana kadar ısıyı dağıtmak için terlemeye başlamazsınız.
Solunumdan sorumlu kaslar daha fazla oksijene ihtiyaç duyduğundan, luteal faz sırasında artan nefes alma aynı zamanda egzersize katılan kaslar için daha az oksijen olduğu anlamına da geliyor.
Ancak 2011’de New York Times adet döngüsü ve atletik performans üzerine bir makale yayınladı ve kadın kürekçileri inceleyen bir dizi araştırmaya, konu spor performansı söz konusu olduğunda kadınların kendi döngülerinde nerede olduklarıyla ilgilenmemeleri gerektiğinin kanıtı olarak gösterildi.

Araştırmacılar, “normalde adet gören kadın kürekçiler ve [oral kontraseptif] hap alan kadın kürekçilerin, optimize edilmiş spora özgü dayanıklılık performansı açısından adet döngüsünün zamanlamasıyla ilgilenmemeleri gerektiği sonucuna varmışlardır.
Çalışmalar hem yarışmacı sporcuların hem de eğlenmek için kürek çeken kadınların performansını incelemesine rağmen, sonuçları incelenen katılımcı sayısı ile ciddi şekilde sınırlıdır. Bir çalışmada toplam 15 kürekçi vardı, diğerinde ise sadece 11.
Bu tarz çalışmaların bulguları bizlere bu alanda tam anlamıyla olması gereken bir araştırmanın henüz ortaya atılmadığının ve bu alanda ciddi bir eksikliğin olduğunun göstergesidir. Bu yüzden adet döngüsünün gerçekten kadınların fiziksel performansı üzerindeki etkisi çoğu kişi tarafından özellikle de profesyonel sporcular tarafından açıkça bilinmektedir.