Karaciğer tarafından üretilen safranın bir kısmı özellikle açlık anında safra kesesinde depolanır. Safrayı oluşturan ana bileşenler kolesterol, lesitin, bilirubin, kalsiyum dur. Safrayı oluşturan bu maddeler arasında normal şartlarda bir denge mevcuttur. Bu dengenin bozulması durumunda safra kesesi taşları ve çamuru oluşmaktadır.

Ortamdaki çözünürlük azalır ve sıvı içerik aşırı derecede yoğunlaşır. Atılması gereken bazı maddeler kristalleşerek çöker ve tortu oluşturur. Çöken kolesterol kristalleri veya kalsiyumlu tanecikler safra kesesi duvarından salgılanan jelatinöz madde ile birleşerek safra çamurunu meydana getirir. Uzun süren açlık dönemleri safra çamuru oluşumunu artırır. Safra kesesinin kasılıp gevşeme fonksiyonunun ve duvar iç yüzünden salgı fonksiyonunun bozulması taşa zemin hazırlar. Zamanla daha sert bir çekirdek oluşur ve safra taşı haline gelir. Safra taşları için ailesel bir yatkınlık söz konusu olabilir.
Fazla kilolularda, kırklı yaşlarda, kadınlarda ve çok doğum yapmışlarda safra taşları daha sık görülür. Safra taşlarının kişiye rahatsızlık vermesi ve şikayetlere yol açması için kanal ağzında tıkanma yapması veya iç duvarda harabiyet yapacak büyüklüğe erişmesi gerekir.
Safra kesesi iltihabı (kolesistit)
Safra kesesi iltihabı akut ve kronik olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkabilir. Her ikisinde de safra kesesi iltihabı genellikle safra kesesi kanalının tıkanması sonucu gelişir. Kese içinde oluşan taş veya çamur safra kesesi kanalı ağzına oturur ve safra kesesinin içindeki safranın boşalmasına izin vermez. Safra kesesi şişer, gerilir. Kese duvarında ödem gelişir ve kanlanması bozulmaya başlar. Bozulmanın giderek çürüme ve delinmeye kadar ilerlemesi mümkündür.
Safra kesesi iltihabının en önemli belirtisi karın özellikle sağ üst tarafında ağrıdır. Genellikle yemeklerden sonra olur. Ağrının sırta ve omuza doğru vurması tipik özelliğidir. Ağrıya sıklıkla bulantı, şişkinlik hazımsızlık, bazen de yanma, ekşime, gibi şikayetler eşlik edebilir.
Kimlere safra kesesi ameliyatı gerekir?
Safra kese sorunlarında hastalarda genel olarak şişkinlik, hazımsızlık, yağlı yemeklere tahammülsüzlük, yemeklerden sonra bulantı gibi dispeptik yakınmaları olur ve sağ üst tarafta karın ağrısı olur. Bu hastalarda ultrasonografide safra kesesinde taş, çamur, iltihap saptanması durumunda kapalı safra kesesi ameliyatı yapılmalıdır.
Akut veya kronik kolesistit atağı (safra kesesi iltihabı) geçirmiş olan taşlı safra kesesi olan hastalara safra kesesi ameliyatı yapılır. Akut pankreatit (pankreas iltihabı) geçirmiş olan çok sayıda küçük safra kesesi taşı olan hastalara, safra kesesinde taş veya çamur olmadan safra kesesinde şişme olması ve safra iltihabı geçiren hastalarda (akalküloz kolesistit) ameliyat yapılır.

Karaciğer yağlanması nedir?
Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde çok fazla yağ biriktiğinde oluşur. Bu hücrelerde çok az miktarda yağ bulunması normal olsa da,% 5’inden fazlası yağ ise karaciğer yağlı kabul edilir. Çok fazla alkol içmek karaciğerin yağlanmasına yol açabilir, ancak çoğu durumda bir rol oynamaz.
Karaciğerin yağlanması durumu, batı ülkelerinde yetişkinlerde ve çocuklarda en yaygın karaciğer yağlanma çeşidi olan geniş alkolik olmayan karaciğer yağlanması kategorisine girer. Alkolsüz karaciğer yağlanması, karaciğer hastalığının ilk geri dönüşümlü aşamasıdır. Ne yazık ki, çoğu zaman teşhis edilemez. Karaciğer yağlanması zamanla, daha ciddi karaciğer rahatsızlıklarına yol açabilir. Bu durum ayrıca kalp hastalığı, diyabet ve böbrek hastalığı gibi diğer hastalıkların riskinin artmasıyla da bağlantılıdır.
Karaciğer yağlanmasına ne sebep olur?
Karaciğerin yağlanmasına neden olabilecek veya buna katkıda bulunabilecek birkaç faktör vardır, bunlar:
- Obezite: Obezite, karaciğerin yağ depolamasını teşvik edebilen düşük dereceli inflamasyon içerir. Obez yetişkinlerde % 30-90 oranında karaciğerin yağlanması olduğu düşünülmektedir ve çocuklarda obezite nedeniyle de bu durum giderek artmaktadır.
- Aşırı karın yağı: Normal kilolu kişiler, “iç organları açısından obezlerse”, yani bel çevresinde çok fazla yağ taşıyorlarsa karaciğer yağlanması geliştirebilirler.
- İnsülin direnci: İnsülin direnci ve yüksek insülin seviyelerinin, tip 2 diyabet ve metabolik sendromlu kişilerde karaciğerin yağ depolamasını artırdığı gösterilmiştir.
- Yüksek rafine karbonhidrat alımı: Sık sık rafine karbonhidrat alımı yani karbonhidrat ağırlıklı besinler tüketmek, özellikle aşırı kilolu veya insüline dirençli kişilerde karaciğer yağlanmasını tetikler.

- Şekerli içecek tüketimi: Soda ve enerji içecekleri gibi şekerle tatlandırılmış içecekler, fruktoz bakımından zengindir bu da, çocuklarda ve yetişkinlerde karaciğer yağ birikimini tetiklediği gösterilen bir diğer besin öğesidir.
- Bozulmuş bağırsak sağlığı: Yakın zamanda yapılan araştırmalar, bağırsak bakterilerinde bir dengesizliğe, bağırsak bariyer fonksiyonu ile ilgili sorunlara veya diğer bağırsak sağlığı sorunlarına sahip olmanın karaciğer yağlanması gelişimine katkıda bulunabileceğini göstermektedir.
Sağlıklı günler dileriz 😊